22 Ekim 2016 Cumartesi

Güz Dökümü






Salkım salkım sallanan tanelerdi düşen toprağa
Ve aşeren bir gebenin  güzsancısına ebe yenibahar...
Karabulutların küleği dolunur ...
Rüzgarın nefesi nefesleri keser...
Güneşin kızıllığının esamesi yok.
Bulutların hüznü göğü çalar benden...

Yeşeren düşler geride kalır
Ufkutiyetin hükmü kırılır
Uktesi kalmış bir gönülün
Güz sancısı başlar ...

Kesilen bir buzun tadını
Sabahın ilk beyaz örtüsünde alırsın
Titreyerek attığın her adımı
Korkma acıyarak geçirirsin..

Karanlığın içinden süzülen
Bir kastane ışığı
Sıkı sıkıya sarıldığın ten
Dağılır belki birden

Bak gördün mü pencerenden,
Beyaz buza basmış bir çıplak ayak,
Kederler kederinden bir lokma sıcak,
Öyle bir güz ki bırak kıştan beter...

Hani nerde sokakları satır atlayan
Karanlık gecenin korkusuzları
Bak gelir mi hiç yedi tepeden
Ve haykırır mı hiç yeniden
Boza Boza Bozacı...

Öykülerin masalların
Koca koca gulyabaninin
Almış yerini bir sessizlik
Bir Dirhem bile sözü yok..

Ana baba dede nene
Nerde bir çift dizleri
Saçlarımıza dokunmuş silinmişlik
Söyle tarak tutar mı bir çift elin yerini..

İlklerin yağmuru sel gibi yürekte
Yitik bir can değil bin can elde
Renklerin başını karalar bağlamış tezde
Göklerin kuşağı mı kurumuş tende

İlk yağmur
İlk toprak
Ve
İlk insan
Neden kokmuyorsunuz
Bu güzde...



Sahi
Ömürlük bir güz mü geldi ?
Yoksa
Güzlerin güzeli mi öldü?

mahsimazuhal.blogspot.com.tr

5 Ekim 2016 Çarşamba

Evvelden Ebede


Bir güneşin gölgesiydi yakan tenimizi  ...
Öyle susuyorum ki kana kana içiyorum geçmişi. Mayhoş muntazam bir tat damağımda bin ah,  genzi yakar ki dilim perişan.
Dudaklar kapanmış bir yudum suya ,
can buldurmayan sudan ne hayır,
bırak çöllerin Mecnun'uyum ben.
Gayri leylam istemem,
Bu canıma canan yar olmadıkça.
Dağlar düzülür kat kat ,dağlar süzülür toz duman,
Bir nefes ki eser acı yel ,
dağılır toz olur koca eller...
Feryat figanim şu Diyar-ı bekir'de.
Bağdat'tan Yemen'e ağlarım vahdette.
Kıyılmış ensemden damarım,
ister saç olasın ister şah.
Bedeni topraktan sıyırmışım,
Ol demişde olmayana heyhat!
Ne farkeder ki şimdi,
Cananın oldurması hiç baş üstüne konmaz mı?.
Gariplerin yolunda bir tozum,
öyle yeller eserki sağa sola vururum.
Demin demi olmasa bir küfüre batarım...
Ah minel-aşk...
Derdime deva veren canan,
seni bana canımdan vermişte,
canıma nefesi yok mu saymış.
Kor alevde bir damla su,
ben umudu berzahda bulmuşum.
Semanın kürsüsünde bir kudret ki
Cihân-ı âlemin Âlem-i Cihânda ona bir faydası yok.
Âb-ı hayata eğilen yek insan
Bakıpta görmedi mi bir ilham..
Yarılmış ayın halveti kuyular,
Âb-ı hayat mı sizdedir
yoksa canan?Söyleyin bana.
Zemheri bir gecenin koynunda,
Bir yanimda Beytullah
bir yanımda Dâru'l-Gurûr...
Eşiğine vardığım kapı cabülsadan gayrı nola..
Yollardır bizim payımız ey Âdem !
Bir elmadan şarap yapsam
sürgün canımın acısını dağlar da
fayda olmaz arzıma ...
Ey elma,
bak neler ettin bana.
Bin katından düşeni sersemü perişan ettin..
Gel ağlayalım ey canım
gözyaşlarımızda tufan çıkaralım
Nuh'un gemisini görünce
bizde kurtulanlardan olalım..


mahsimazuhal.blogspot.com